gazetda

Meteoroloji Dairesi Müdürü Buran açıkladı: 2019'un en yağışlı yıllara rakip olacağını düşünüyorum

Genel

Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran, Eylül’de başlayan yağışların normallerin üzerinde ve kesintisiz şekilde devam ettiğini kaydederek, “2019’un en yağışlı yıllara rakip olacağını düşünüyorum” dedi. Kurak gelen yıllar nedeniyle yer altı kaynaklarının dibe vurduğunu da belirten Buran, “Yağmura ihtiyacımız var ama yağmur suyunu tutmaya da ihtiyacımız var.


Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran, Eylül’de başlayan
yağışların normallerin üzerinde ve kesintisiz şekilde devam ettiğini
kaydederek, “2019’un en yağışlı yıllara rakip olacağını düşünüyorum” dedi.





Kurak gelen yıllar nedeniyle yer altı kaynaklarının dibe
vurduğunu da belirten Buran, “Yağmura ihtiyacımız var ama yağmur suyunu tutmaya
da ihtiyacımız var. Yağmur suları tarım arazilerini mahvederek Mağusa’dan
denize dökülüyor, suyu tutamıyoruz. Yeterli barajımız yok” açıklamasında
bulundu.





Geçtiğimiz ay yaşanan sel felaketine de değinen Meteoroloji
Dairesi Buran, ‘Ülkede daha önce böyle yağışlar olmadı’ deniyor… Böyle yağışlar
oldu, hatta fazlası oldu” açıklamasında bulundu.





2019 yazı hakkında da konuşan Buran, “2018’de sıcaklıklar
normalleri civarında hatta altında seyretti. Şu anki verilere göre, bu yaz da
aşırı sıcaklık artışı beklemiyoruz” dedi.





2014’ten beri Meteoroloji Dairesi Müdürü olan Buran, Türk
Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) yağış oranları, sıcaklıklar, Ortadoğu ve Afrika
üzerinden ülkeye taşınan toz, dairenin imkanları ve imkansızlıklarıyla ilgili
birçok başlıktaki sorularını yanıtladı.





Meteoroloji Dairesi’nin teknik eleman ihtiyacı olduğunu,
depremle ilgili bölüm olan sismolojide de sadece tek bir memurun görev
yaptığına dikkat çeken Buran, “Tatbikatlar yapıyoruz, her şey güzel, başarılı.
Bir gün gerçekten deprem olursa bizim deprem çözümünü yapacak bir elemanımız
var” dedi.





Buran, KKTC’de kısa süreli tahminleri etkin şekilde
yapabilecekleri meteorolojik radarın olmadığını da belirterek, “Biz dolu ihbar
yazarken genellikle dolu yağışı başlamış oluyor” dedi.





Toz konusunda açıklamalarda bulunan Raif İlker Buran,
2018’de ülkeye 34 kez toz taşındığını kaydederek, “Toz önemli bir meteorolojik
hadise. İhbar yayınlamaya önem gösteriyoruz. Hava tahmin merkezine her gün
telefon açan, ‘Komşuya kahve içmeye gidiyorum, havada toz var mı, yok mu?’ diye
soran müdavimimiz olmuş teyzeler de var. Şikayetçi değiliz. Biz görevimizi
yapıyoruz. Vatandaşın bunu takip etmesi hoşumuza gidiyor” şeklinde konuştu.





“YAĞIŞLAR NORMALLERİN ÜZERİNDE”





Buran, ilk olarak yağışlarla ilgili soruyu yanıtladı.





Raif İlker Buran, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında yağışların
normallerin üzerinde seyrettiğini, Ekim’deki yağışın normalin yüzde 89,
Kasım’daki yağışın normalin yüzde 16, Aralık’taki yağışın normalin yüzde 58
üzerinde olduğunu belirtti.





Ocak, Şubat ve Mart’la ilgili mevsimsel tahminlere de işaret
eden Raif İlker Buran, “Bu aylarda da yağışlar normalleri civarında ve üzerinde
seyredecek. Şu anda Nisan yağışları normallerin altında görünüyor ama yağışlar
Eylül’den itibaren başladığından ve devam ettiğinden Nisan’ın az yağışlı
geçmesi üreticiler için sakıncalı olmayacak diye düşünüyorum. Ürün o güne kadar
gelişimini tamamlayacak. Çiftçiler bereketli bir yılın başlangıcındadır’ diyebiliriz.”
dedi.





2019 yazı hakkında konuşan Buran, “2018’de sıcaklıklar
normalleri civarında hatta altında seyretti. Şu anki verilere göre, bu yaz da
aşırı sıcaklık artışı beklemiyoruz” şeklinde konuştu.





1995 VE 2017 EN KURAK YILLAR…





Yağışlarla ilgili istatistiklerin 1976’dan bu yana
tutulduğunu söyleyen ve bazı verileri paylaşan Buran, 42 yıllık tarihte en
kurak yılın 1995, ikinci kurak yılın da 2017 olduğunu, kuraklık sıralamasının
2008, 1990 ve 1989 olarak devam ettiğini söyledi.





Buran, 1995’te ülke genelinde metrekareye toplam 162. 2
kilogram, 2017’de de 196,3, 2008’de 213,2, 1990’da 222,2 ve 1989’da 256
kilogram yağış düştüğünü ifade etti.





YAĞIŞ REKORU 2012’DE





Ülkede, en fazla yağışın 2012’de kaydedildiğini, bu yılda
KKTC’de metrekareye 581. 4 kilogram yağış düştüğünü ifade eden Buran, rekoru
ellinde tutan yılları “1975, 516.8 kg; 2000, 516.3 kg; 1988, 496.3 kg; 2004,
496,1 kg” olarak sıraladı.





“Bereketli bir yıl” değerlendirmesi için yağışların yeterli
miktarda ve peridotlar halinde olması gerektiğini, sadece birkaç ayda fazla
yağış alınmasının “bereketli yıl” için kriter olmadığını kaydeden Buran, “Bu
yıl yağışlar Eylül’den itibaren kesintisiz devam ediyor ve normallerin üzerinde
yağış alıyoruz. O yüzden 2019’un en yağışlı yıllara rakip olacağını düşünüyorum”
dedi.





(GEÇTİĞİMİZ AY YAŞANAN SEL): “ADADA BÖYLE YAĞIŞLAR OLMADI
DENİYOR… BÖYLE YAĞIŞLAR OLDU, HATTA FAZLASI OLDU…”





Aralık ayında ülkede yaşanan sel felaketine de değinen ve
“Şimdiye kadar ülkede böyle yağışlar olmadı” açıklamalarına atıfta bulunan Raif
İlker Buran, “Ülkede böyle yağışlar, hatta fazlası oldu” diyerek şunları
ekledi:





“Mesela, 7 Kasım 2005’te Mehmetçik’te 24 saatte metrekareye
390 kilogram yağış düştü. 8 Şubat 2010’da, Zaferburnu’nda 325 kilogram
kaydedildi. 22 Şubat 1995’te Alsancak’a 248 kilogram düştü. Bakmak lazım,
rekoru elinde tutan 390 kilogram yağış bölgede ne gibi hasar yapmış? Can kaybı
olmuş mu? Yolları ortadan bölünmüş mü? Ben böyle olaylar hatırlamıyorum…”





Yağışların 19 Ocak 2010’da Bostancı’da, 26 Şubat 2010’da
Lefkoşa’da yarattığı hasara işaret eden Buran, “2010’un yağış oranı 383,4’tü.
Ocak ve Şubat’ta yağdı. Sonrası olmadı” dedi.





“YER ALTI KAYNAKLARIMIZ DİBE VURMUŞ DURUMDA”





Kuraklığın aşamalarını, “meteorolojik”, “tarımsal” ve
“hidrolojik” olarak sıralayan Buran, şunları da ekledi:





“İlk önce meteorolojik kuraklık olur. Yani yağış
azlığı…Akabinde tarımsal kuraklık yaşanır. Yani ürün yetişemez ya da hiç olmaz.
Ve son olarak da yer altı kaynakları beslenemediğinden, su seviyeleri
ortalamanın altına düşer ve hidrolojik kuraklık olur. Şu an yer altı
kaynaklarımız dibe vurmuş durumda. Su seviyesi iyice aşağıya düştü. Deniz
suyunu çekiyoruz ve akiferiler tuzlanıyor…”





“KÜRESEL ISINMANIN ETKİSİ YA HİÇ YAĞIŞ ALMIYORUZ YA DA SEL
OLUYOR…”





“Akdeniz havzası olarak kurak bir iklimde yaşıyoruz” diyen
Buran, şunları da söyledi:





“Küresel ısınmanın da etkisiyle dengesiz yağışlar alıyoruz.
Ya hiç yağış almıyoruz ya da sel oluyor. Kurak geçen yıllarda, su yer altına
inmiyor ama biz tüketmeye devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nden su gelmeden
önce ihtiyacımızın yüzde 98’ini neredeyse yer altından karşılıyorduk. Bir
miktar da denizden arıtıyorduk. Bu sadece içme ve kullanma için değildi. Yer
altı sularıyla bahçe ve tarımsal arazi de suluyoruz ve giderek yer altı suyumuz
tükeniyor. Aldığımızın yerine su gitmiyor. Yağmura ihtiyacımız var ama yağmur
suyunu tutmaya da ihtiyacımız var.”





“YAĞMUR SULARI TARIM ARAZİLERİNİ MAHVEDEREK, MAĞUSA’DAN
DENİZE DÖKÜLÜYOR…SUYU TUTAMIYORUZ…”





2018’in Eylül’den itibaren bolca yağış alındığını yineleyen
Buran, şöyle devam etti:





“Peki, bu yağışı, Güzelyurt’tan Mağusa’ya kadar olan bölgede
tutabileceğimiz bir barajımız var mı? Yok. Sadece dağ eteklerinde, belli
bölgelerde barajlar var. Biz bu konun üzerine düşüp, para harcayıp Orta
Mesarya’ya bir baraj yapmadık. Kanlıdere’den gelen suyu toplayacak barajımız da
yok…Yağmur suları tarım arazilerini mahvederek, Mağusa’dan denize dökülüyor.
Suyu tutamıyoruz. Yeraltını nasıl besleyeceğiz? Yağışlar kesilsin, maksimum bir
ay sonra sular da çekilecek. Bizim bu suları yaza kadar taşıyabileceğimiz
oluşumlar yapabilmemiz gerek.”





Türkiye’de Devlet Su İşleri’nin (DSİ) barajları, içme ve
kullanma suyunu idare eden organ olduğunu anımsatan Buran, KKTC’de bu alandaki
sorumlunun Su İşleri Dairesi olduğunu söyledi.





“KISA SÜRELİ TAHMİNLERİ ETKİN ŞEKİLDE YAPABİLECEĞİMİZ
METEOROLOJİK RADARIMIZ YOK… İHBAR YAZMAYA YETİŞTİREMİYORUZ”





Meteoroloji Dairesi’nin imkan ve imkansızlıklarında da söz
eden Buran, dairenin meteorolojik radarı olmadığını, söz konusu cihazın
olağanüstü meteorolojik şartların belirlenmesinde ve bununla ilgili ihbar
hazırlanmasında önemli olduğunu söyledi.





Bu cihazla ilgili en son alınan fiyatın 2 milyon Euro
civarında olduğunu da belirten Raif İlker Buran, şöyle devam etti:





“Meteorolojik radar sayesinde radar ekolarını incelenerek
olayın nerede başladığını, nereye hareket ettiğini görebilir, doluya,
yıldırıma, şimşeğe ya da hortuma dönüşme olasılığı konusunda tahmin
yapabilirsiniz. Örneğin, daha ileri seviyede Lefkoşa’ya düşecek yağış miktarını
da tespit etmeye çalışırsınız ki bu veriler tutarlıdır.”





Şu an radar görüntülerini Hatay ve Antalya’dan aldıklarını,
görüntülerin her 15 dakika da bir dairedeki sisteme geldiğini dile getiren
Buran, şunları anlattı:





“Coğrafik, topografik yapıdan, Türkiye’nin radarları daha
yüksekte olduğundan biz bölgedeki kararsızlık hücresini olgunlaştığı zaman
görebiliyoruz. Yani bebeği doğduğu zaman değil, anca yürümeye başlayınca
görüyoruz. Bu da tahminleri geciktiriyor. ‘Lefkoşa’nın Hamitköy bölgesinde dolu
yağışı bekliyoruz’ diye ihbar yazarken, dolu yağışı başlamış oluyor. İhbarı
yazmaya yetiştiremiyoruz. Genelde böyle oluyor ya da ihbarı yazmak için çok az
zaman kalıyor. Peki, kısa süreli tahminlerin etkin şekilde yapılmasını sağlayan
bu cihazı almaya bütçemiz var mı? Yok… Her bütçe dönemlerinde yazıyor, bu
cihazın önemini sayfalarca anlatıyoruz ama kaynak yok.”





“YETERLİ TEKNİK ELEMAN YOK. HAVA RAPORUNU BEN HAZIRLIYOR,
İHBARI BEN YAZIYORUM”





Meteoroloji Dairesi’nin teşkilat şemasına göre, personelin
100 kişi olması gerektiğini ancak şu an dairede 55 ile 60 arasında personel
olduğunu söyleyen Buran, çalışanlardan yaklaşık 10’unun teknik eleman olduğunu
vurguladı.





Buran, Hava Tahmin Bölümü’nün yanı sıra, Ercan
Havalimanı’nda, Girne ve Gazimağusa limanlarında da 7/24 çalışan personelleri
olduğu bilgisini verdi.





“Bu kadar az teknik çalışanla bu işi 365 gün,7/24 yürütmeye
çalışıyoruz” diyen Raif İlker Buran, “Yeterli teknik eleman olmadığından hava
raporunu, deniz raporunu ben hazırlıyorum, ihbar yazıyorum. Yazmasam bile
okuyorum, onaylıyorum çünkü muhatap benim… Hava tahmin raporu ya da ihbar
yazmak müdürün görevi değil... Personel sıkıntısı bu noktada göze çarpıyor.
Bizim konusunda uzman, eğitime açık, teknik elamana ihtiyacımız var” dedi.





“KURSLAR, SINAVLAR BİTİYOR, PERSONEL ÜÇ AY SONRA BAŞKA
DAİREYE GİDİYOR”





Daireye en son 11 yıl önce personel alındığını kaydeden
Buran, istihdam edilen personele dairede 6 ay kurs verildiğini de belirtti.
Buran, “Kurslar, sınavlar biter personel üç ay sonra başka daireye gider.
2007’de alınan 22 kişiden yaklaşık10’u dairede kaldı, diğerleri gitti…”
şeklinde konuştu.





“TATBİKATLAR YAPIYORUZ, HER ŞEY GÜZEL, BAŞARILI. BİR GÜN
GERÇEKTEN DEPREM OLURSA…. DEPREM ÇÖZÜMÜNÜ YAPACAK BİR ELEMANIMIZ VAR….?”





Deprem gibi sismik faaliyetlerden de dairenin sorumlu
olduğunu anımsatan, ilki 1986’da Alevkayası’nda kurulan deprem istasyonlarının
sayısının 10’a ulaştığını belirten Buran, sismoloji bölümünde tek bir memurun
görev yaptığını vurguladı.





Buran, şöyle devam etti:





‘Vatandaştan şikayet geliyor, ‘akşam deprem oldu siz sabah
yayınladınız’ diye. Deprem çözümlerini yapan tek bir kişi var . Göreve geldiğim
günden beri, ‘sismolojinin teşkilat yapısını değiştirelim, kadro sayısını
çoğaltalım, burası da hava tahmin merkezi gibi 7/24 çalışabilsin’ dedim. Bu
konuda birçok toplantı yaptık. Sonuç yok. Deprem tatbikatları yapıyoruz, her
şey güzel, başarılı. Bir gün gerçekten deprem olursa deprem çözümü nasıl, ne
şekilde yapılacak bilen yok…”





“TOZDA REKOR 2018’İN…EN FAZLA TOZ GELEN AYLAR MART VE MAYIS”





Göreve geldikten sonra toz konusuna özellikle hassasiyet
gösterdiğini de belirten Buran, “Toz önemli bir meteorolojik hadise, sıklığı,
frekansı da artıyor. İhbar vermeyi önemsiyoruz. Küresel ısınmayla çölleşen
araziler çoğaldı. Derin alçak basınç sistemleri buralara düştüğünde
beraberindeki kuvvetli rüzgarlarla tozu kaldırıyor, üzerimize taşıyor. Bölgeye
Ortadoğu’dan ve Kuzey Afrika’dan toz taşınıyor” dedi.





Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran, bazı verileri
de paylaşarak, 2014’de 3, 2015’te 30, 2016’da 20, 2017’de 21, 2018’de 34 kez
bölgeye toz taşındığını ve dairenin bununla ilgili ihbar yayınladığını söyledi.





Toz rekorunun34’le geçtiğimiz yılda olduğunu söyleyen
Buran,” 2018’in Mart ayında 9, Mayıs ayında 8 kez toz taşınımı oldu” dedi.





“İDLİB’TEKİ PATLAMA ‘BİZİ ETKİLEYECEK Mİ’ SORUSUNA BEN CEVAP
VEREMEM…”





Alanı dışındaki birçok konuda kendisine soru sorulduğunu da
belirten Buran, şunları ifade etti:





“Suriye’de, İdlib’te patlama oluyor. Bana ‘bizi etkileyecek
mi? diye soruluyor. Ben bunu meteorolojik olarak değerlendirebilirim.
Rüzgarlar, akımlar, bize doğru, geliyor mu, bunu söyleyebilirim ama ‘zehirli
gaz, radyasyon ülkeye ulaştı mı?’ sorusuna yanıt veremem. Bu noktada bakanlığa
bağlı Çevre Dairesi’nin ölçümlerle cevap vermesi lazım. Barajlardaki su
seviyesi, derelerden akan suyun debisi… Bunlar Su İşleri Dairesi’nin
sorumluluğu ama bu alandaki sorular da bana yönetiliyor.”





“HER GÜN DAİREYİ ARAYIP ‘HAVADA TOZ VAR MI, YOK MU?’ DİYE
SORAN MÜDAVİM TEYZELERİMİZ VAR”





Meteoroloji Dairesi Müdürü olarak aldığı bazı diğer
sorulardan da örnekler veren Buran, “ ‘Bu yağmur ne zaman bitecek? Ekinleri ne
zaman ekelim? Çamaşırları yıkayalım mı?’ gibi birçok soru alıyorum. Hava tahmin
merkezine her gün telefon açan, ‘Komşuya kahve içmeye gidiyorum, havada toz var
mı, yok mu?’ diye soran müdavimimiz olmuş teyzeler de var. Şikayetçi değiliz.
Biz görevimizi yapıyoruz. Vatandaşın bunu takip etmesi de hoşumuza gidiyor”
şeklinde konuştu.





“BENCE METEOROLOJİYE GÜVEN VAR”





“Meteorolojiye güven ne noktada?” sorusu üzerine Buran,
“Bence meteorolojiye güven var. Karşılaştığım insanlar ‘aynen söylediğiniz gibi
oldu, tahminler tutuyor, meteorolojinin olması gereken nokta bu’ diyor. Sosyal
medya üzerinden eleştirenler, ‘başınızı dışarıya çıkarın da öyle tahmin yapın’
diyenler de var. Saygı duyuyoruz” dedi.





“SÜREKLİ BAKANLIK DEĞİŞİYORUZ AMA PILIMIZI, PIRTIMIZI
TOPLAYIP GİTMEK KOLAY DEĞİL”





Meteoroloji Dairesi’nin neden hala Bayındırlık ve Ulaştırma
Bakanlığı binasında olduğuyla ilgili soruya karşılık Buran, “Bayındırlık
Bakanlığı’ndayız çünkü tüm cihazlarımız bakanlığın damında. Taşınacaksak, bu
cihazları kim kurduysa gelmeli, sökmeli, yeni yerine takmalı ve ayarlamalı.
Kurulum için Almanya ve Finlandiya’dan, Türkiye’den gelen ekipler vardı.
Yeniden gelmeleri maliyetli... Sürekli bakanlık değiştiriyoruz ama pılımızı,
pırtımızı toplayıp gitmek kolay değil… Meteorolojinin şehir dışında kendine ait
binası olmalı, aletiyle, cihazıyla buraya konuşlanmalı” şeklinde konuştu.





Haber: Rahme Çiftçioğlu -Fotoğraf: Süleyman Önal/TAK


Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.