gazetda

Toksöz, rakamlarla dikkat çekti: 'Yeni bir kamu düzeni mümkün'

Güncel

Halkın Partisi (HP) Genel Koordinatörü Savaş Toksöz, ülkede çok daha fazla çalışan bir kamu sektörünü yaratmak gerektiğine dikkat çekti ve bunun da mümkün olduğunu söyledi. Maliye bakanlığı verilerine göre 41.


Halkın Partisi (HP) Genel Koordinatörü Savaş Toksöz, ülkede çok daha fazla çalışan bir kamu sektörünü yaratmak gerektiğine dikkat çekti ve bunun da mümkün olduğunu söyledi.
Maliye bakanlığı verilerine göre 41.263 kişiye kamudan çek çıktığının altını çizen Toksöz, “Son gerçekleşen belediye seçimlerinde toplam seçmen sayısı 190 bin 754 kişi olarak açıklanmıştı. Kamuda çalışan sayısını iki ile çarptığımızda elde ettiğimiz sayıyı genel seçmen sayısına oranladığımızda, genel seçmenler içindeki ağırlığının %43,26 olduğunu görmek mümkündür. Yani kamu kendi başına bütün siyasi partilerden daha güçlüdür.” dedi.
Bu gerçekliğin ülkenin içinde bulunduğu aciz durumun nedenlerinden bir tanesi olduğunu söyleyen Toksöz, demokrasilerin temelde oy kazanmaya dayandığını ve bu uğurda mücadele eden partilerin de doğalarına uygun hareket ettiğini belirttti.





Siyaset kurumunun elindeki kaynakların her geçen gün azaldığını, kamuda memnuniyet yaratacak imkanlarını da kaybettiğini vurgulayan Toksöz, dış finansman imkanının yok denecek kadar azaldığını, dövize bağlı enflasyonun arttığını, alım gücünün düştüğünü ve ülkenin Covid 19 salgını nedeniyle içe kapanmasının ticaret hacmini daralttığını ifade etti.
Toksöz, “Bu acı durum kamuda da, özelde de memnuniyetsizliği artırmakta ve siyasi partileri oy kazanma güdüsüyle farklı yollara sevk etmektedir. Tam da bu noktada geçmişten farklı bir yol seçilebileceğine dair bir umut belirmektedir. Bu yeni yolun temeli ise iyi niyete değil zorunluluğa dayanmaktadır. Önümüzdeki dönemin, zorunluluktan kaynaklanan iyi adımlara tanıklık edeceğimiz dönem olması muhtemeldir.” diye konuştu.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Toksöz’ün konuyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
“Siyasi partilerin tümü bu ülkeyi daha güzel bir yer yapma çabasında olduklarını defaatle dile getiriyorlar. Her siyasi partinin kendi inançları doğrultusunda bu amacı taşıdığına da inanıyorum. Elbette bizi daha güzel günlere taşıyacak adımların atılması ya da atılabilmesi iyi niyetten fazlasına ihtiyaç duymaktadır. 
Siyasi partilerin kendileri ve yöneticilerinin başarısı seçime endekslidir. Bütün demokrasilerde olduğu gibi bizim demokrasimiz de temelde matematik hesabına dayanmaktadır. İşte bu matematik hesabı idealler ile gerçekler arasında hiç bitmeyen bir savaşa işaret ediyor ve siyaset kurumunun kamuyla ilişkisini irdelemek içinde zemin teşkil ediyor.
Daha güzel günlere giden yolun başında verimlilik esasına dayanan, maliyetlerini düşüren ve çok daha fazla çalışan bir kamu sektörünü yaratmak geliyor. Kamunun sadece bir kesimi değil bütünü böyle olmalı. 
Bunu başarmak mümkün mü? Elbette mümkündür. Fakat bunun her siyasi parti için bir bedeli olacaktır. Ülkenin geleceği için iyi fakat ilgili siyasi partinin geleceği için belirsiz sonuçlar doğuracaktır. 
Maliye bakanlığı verilerine göre 41.263 kişiye kamudan çek çıkmaktadır. (Bkz: //www.maliye.gov.ct.tr/maliye/f?p=100:1027:0::NO:::) Son gerçekleşen belediye seçimlerinde toplam seçmen sayısı 190 bin 754 kişi olarak açıklanmıştı. Kamuda çalışan sayısını iki ile çarptığımızda elde ettiğimiz sayıyı genel seçmen sayısına oranladığımızda, genel seçmenler içindeki ağırlığının %43,26 olduğunu görmek mümkündür. Yani kamu kendi başına bütün siyasi partilerden daha güçlüdür. 
İşte bu gerçekliğimiz ülkenin içinde bulunduğu aciz durumun nedenlerinden bir tanesidir. Demokrasiler temelde oy kazanmaya dayanmakta ve bu uğurda mücadele eden partiler doğalarına uygun hareket etmektedir. 
Kamuda yaratılan memnuniyetin çok daha kolay sandığa yansıdığı bir gerçektir. Oy kazanmanın tek yolu olmamakla birlikte en hızlı yoludur. Oy verme davranışını etkilemesi bakımından diğer icraatların hissedilmesi daha uzun sürmektedir. 
Bu ilişki ki bazılarımız bunu kamu demokrasisi olarak nitelemektedir normal zamanlarda aynen devam edecektir. Bu fasit daire oluşumu ülkenin bütününe hizmet etmese de buna taraf olanlar bundan memnundur. 
Gel gör ki bu fasit daire çevresel faktörlerin de etkisiyle kırılmaya çok yakındır. Siyaset kurumunun elindeki kaynaklar her geçen gün azalırken, kamuda memnuniyet yaratacak imkanlarını da kaybetmektedir. Dış finansman imkanı yok denecek kadar azalırken, dövize bağlı enflasyon artmakta, alım gücü düşmekte, ülkenin Covid 19 salgını nedeniyle içe kapanması ticaret hacmini daraltmaktadır. 
Bu acı durum kamuda da, özelde de memnuniyetsizliği artırmakta ve siyasi partileri oy kazanma ya da oy kaybetmeme güdüsüyle farklı yollara sevk etmektedir. Tam da bu noktada geçmişten farklı bir yol seçilebileceğine dair bir umut belirmektedir. Bu yeni yolun temeli ise iyi niyete değil zorunluluğa dayanmaktadır.
Önümüzdeki dönemin, zorunluluktan kaynaklanan iyi adımlara tanıklık edeceğimiz dönem olması muhtemeldir.”


Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.