gazetda

Rum Tarafı Zenginliği Paylaşmaya Hazır Değil

Gündem

Dışişleri Bakanı Kudret Özersay dün mecliste yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununa dair bazı tespitlerde bulunmak istediğini belirterek, bir olgu olarak bugün neredeyiz sorusunun sorulması ve 1968’den bu yana devam eden müzakerelerin neden başarısızlıkla sonuçlandığının sorgulanması gerektiğini söyledi. 51 yıllık başarısızlığın kök nedenlerinin ne olduğunun sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Bakan Özersay, bunun toplumsal ve tarihi bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.


Dışişleri Bakanı Kudret Özersay dün mecliste yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununa dair bazı tespitlerde bulunmak istediğini belirterek, bir olgu olarak bugün neredeyiz sorusunun sorulması ve 1968’den bu yana devam eden müzakerelerin neden başarısızlıkla sonuçlandığının sorgulanması gerektiğini söyledi.





51 yıllık başarısızlığın kök nedenlerinin ne olduğunun sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Bakan Özersay, bunun toplumsal ve tarihi bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.





Bunu üç tane temel sebep üzerinden sorgulamak istediğini söyleyen Özersay, Kıbrıs Türk tarafının tercih ettiğini söylediği federal ortaklık ve içine koymaya çalışılan çerçevenin birbirine uymadığını belirtti.





Dünyada çeşitli ülkelerin farklı farklı federasyon modelleriyle yönetildiğine dikkat çeken Özersay, insanların birbirlerini kategorize ederek bir yere varılamadığını, federal ortaklığa inanarak ve yıllarca müzakere etmiş bir müzakereci olarak federasyonun kötü bir modeli olmadığını düşündüğünü, kurulması ve yaşatılması bakımından Kıbrıs’ta şartlarının bulunmadığını söyledi.





Bugün adada bulunan mevcut şartların federal bir ortaklık için uygun ve mümkün olmadığını belirten Özersay, federal ortaklığın olabilmesi için hangi şartların olmamasının gerekçelerini ise şöyle sıraladı; “Güven sorunu, Kıbrıs Rum tarafı yönetim ve zenginliği Kıbrıs Türk tarafı ile paylaşmaya hazır değildir. Kıbrıs’ta federal bir kültür eksikliği sorunu.”





Kıbrıs’ta acı bir federasyon tecrübesi bulunduğuna işaret eden Bakan Özersay, tarafların çözüme olan ihtiyacı bağlamında taraflar arasında bir uçurumun söz konusu olduğunu da işaret etti.





Özersay, Kıbrıs Rum tarafı kapsamlı bir çözüm olmadan AB’ye üye yapıldığı için, doğal gazı da tek yanlı kullanma imkanı verildiği için bir çözüme sıcak bakmadığını, bunun sorumlusunun da uluslararası toplum olduğunu kaydetti.





İki toplumlu, iki bölgeli, iki kesimli federal ortaklık denildiğinde faklı şeyler anlaşıldığına ve beklendiğine işaret eden Özersay, Kıbrıs sorununun çözümlenemediğinin bir realite olduğunu aktardı.





Her zaman değil ama müzakerenin yönteminin çözümsüzlüğün nedeni olduğuna dikkat çeken Özersay, her tür müzakere yöntemi denendiği ve tüketildiği için çözümsüzlüğü yaratanın, bir kök neden olmadığını, çözümsüzlüğü yaratanın, sadece müzakere yönteminin değiştirerek, şekillendirerek çözmenin mümkün olmadığını görüşünü belirtti.





Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs Rum siyasi liderliğinin bugünkü koşullar devam ettiği sürece, müzakereleri sonuç alıcı bir duruma getirmeyeceğini, referanduma götürmeyeceğini vurgulayarak, kapsamlı çözüm yaklaşımının siyasi istismara açık bir anlayış olduğunu kaydetti.





Ne yapılması gerektiği konusunda ise Özersay, bugün mevcut şartların değiştirilmesi veya daha farklı bir ortaklık üzerinden başlamak, kapsamlı çözüm yerine evrimsel bir yaklaşım içinde adım adım bir ortaklığı tesis etmenin mümkün olabileceğini anlattı.





İş birliğine dayalı farklı modellerin konuşulması ve iki ayrı devlete yakın bir görüş içinde olduklarını söyleyen Özersay, iş birliğine dayalı bir ortaklıkla başlanması halinde belirli bir süre sonunda güven tesis edilir ve yönetim ve zenginliği paylaşmaya hazır olursa o zaman nasıl bir ortaklığın olacağının konuşulabileceğini kaydetti.





Bazı konularda iş birliği yapılmaya başlandığının aşikar olduğunu, bu ilişkilerin önemli olduğunu, olası bir çözümde de bunların daha da önem kazanacağını ifade eden Özersay, potansiyel iş birliği alanları konusunda örnekler verdi. 





Çözümden önce de doğal gaz konusunda iş birliği yapılabileceğini, terörizm, kara paranın aklanması, insan ticaretinin önlenmesi konularında işbirliğine gidilebileceğine işaret eden Özersay, bunların çözümü destekleyebilecek adımlar olduğunu söyledi.





Özersay, iki tarafın da üzerinde uzlaşacağı bir zemin olmadığı sürece, bir müzakerenin olmayacağına dikkat çekti.





Dışişleri Bakanı Özersay, KKTC’nin Dışişleri Bakanlığı’nın yürütmekle sorumlu olduğu politikanın Kıbrıs sorunu ile sınırlı olmadığını belirterek, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın görüşlerinin uyumlu olmasının ellerini güçlendireceğini, ama görüşlerinin de farkı olabilmesinin de mümkün olabileceğini, anayasal olarak da bunun mümkün olabileceğini, her ikisinin de seçilmiş kişiler olduklarını aktardı.





Kıbrıs Rum tarafının Yeşil Hat Tüzüğü’ne ilişkin bir düzenleme yaptığını, bu bazı girişimlerde bulunduklarını, düzenlemenin tercümesini yaptıklarını ve Kıbrıslı Türklerin haklarını savunmak amacıyla bir takım girişimlerde bulunduklarını ifade eden Özersay, insan hakları konusunda yapılan girişimlere değindi.





Hiçbir temsilciliğin boş bırakılmaması konusunda ve çalışma alanlarında bir takım değişiklikler yapıldığını belirten Özersay, temsilciliklerin yürüttüğü görevler hakkında bilgiler verdi.





Doğal gaz konusunda kapsamlı bir çözümün olmasını beklemeden sahaya inmesinin Kıbrıslı Türkleri daha da görünür kılarak, durumu dengelediğini, bir aktör haline getirdiğini ifade eden Özersay, geleneksel aktörler yanında, modern başka aktörlerle temas halinde olmanın da önemine işaret etti.





Maraş konusunda bakanlıkları bünyesinde yürütülen envanter çalışmaları hakkında da bilgiler veren Özersay, eski eserler, kiliseler konusundaki envanter çalışmalarının ve raporlarının tamamlandığını, temizlik ve elektrik konusundaki raporların hazırlandığını, evkaf malları ve tapu sürecinin devam ettiğini anlattı.





Maraş’ta BM kararlarının uygulanması konusunda eleştiriler aldıklarını söyleyen Özersay, ancak bu konuda bunca yıl hiç bir sonuç alınamadığını, BM Güvenlik Konseyi kararlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.





Özersay, Maraş konusunda, BM’nin sürece dahil edilmesi halinde, Rum tarafının bunun dışında kalmayacağının bilinmesi gerektiğini ifade etti.





Temsilciliklerden düzenli olarak rapor aldıklarını anlatan Özersay, temsilciliklerin ihtiyaçlarının giderilmeye çalışıldığını anlattı.





Özersay, “Maronit açılımı konusunda, adım atılmadı” ifadesinin yanıltıcı olduğunu, Karpaşa ile ilgili 18 konutun yapılması için ihaleye çıkıldığını, karkas halinde olduklarını anlattı.





Turnike konusunda ihaleye çıkıldığını belirten Özersay, Gazimağusa’da bir taş ocağı konusundaki sorundan haberleri olduğunu, bu konuda çalışmalar yapıldığını, ancak söz konusu taş ocağı için ihaleye çıkılmasının şart olduğunu, bunun için gerekli çalışmaları yapıldığını aktardı.





Özersay, toplumsal konsensusa vardığımız ama bunu söylemekten imtina ettiğimiz bir dönemden geçildiğine işaret ederek, Kıbrıs Türk halkı çözüm ve çözümsüzlüğün ortadan kalkarak, bu statükonun ortadan kalkmasını istediğini kaydetti. Özersay, birbirimize haksızlık etmeden eleştirilerde ölçülü olunması gerektiğini sözlerine ekledi.





Konuşmalar sonrasında, Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı bütçesi oy çokluğu ile onaylandı.


Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.