İnsan Hakları Platformu (İHP), ekim ayında intihar riski nedeniyle Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırılan bir mültecinin aynı günün gecesi intihar etmesiyle ilgili ivedilikle etkin soruşturma yürütülmesi gerektiğini belirtti.
İHP’den yapılan yazılı açıklamada, soruşturma yürütülürken bağımsız, kamu denetimine açık ve makul bir özenle ilerlenmesi gerektiği ifade edildi.
Açıklamada, 15 Ekim’de gerçekleşen olayla ilgili 16 Kasım tarihinde Sağlık Bakanlığına Bilgi Edinme Hakkı Yasası altında sorulan sorulara yanıt alınamadığı belirtildi.
15 Ekim’de yaşadığı psikolojik rahatsızlık ve intihar riski nedeniyle Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırılan kadın mültecinin, hastaneye yatırıldığı günün gecesinde intihar etmesi sonucu ölümünün gerçekleştiği kaydedilerek, “Ölüm nedeni olarak hastanenin yaptığı açıklama, hastanın gözetimde tutulduğu odada kendini asması suretiyle ölümünün gerçekleştiği yönündedir. Hastanın kendine zarar vermek istediğini beyan etmesi ve doktor kararıyla hastaneye yatırılmasına rağmen bu üzücü olayın gerçekleşmesi bizleri derinden etkiledi, aynı zamanda da Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin hastanın güvenliğini sağlayabilmek ve tedavisini gerçekleştirmek için gerekli olan tedbirleri alıp almadığı konusunda şüphe uyandırdı.” denildi.
Devlet hastanesine tedavi maksatlı yatırılmış her bir hastanın yaşam hakkı ve güvenliğinden devletin sorumlu olduğu vurgulanarak, “Durumu hassas olan ve intihar etme riski bulunan bir hastanın, hastaneye yatırılmasının hemen ardına yaşamına son vermesi dehşet verici bir durumdur.” denildi.
Sürecin başından itibaren takipçisi olan İnsan Hakları Platformu paydaşlarından Mülteci Hakları Derneği’nin, hastaneye yatış sürecine kadarki dönemde sarf ettiği tüm çabalara rağmen, bahse konu mültecinin “hiçbir sosyal hizmet ve psikolojik destekten faydalandırılmamasının” üzerinde durulması gereken bir mesele olduğu ifade edildi.
Açıklamada, “intihar olayının; ülkede gerek sağlık alanındaki boşlukları gerekse de mültecilere sosyal hizmet ve psikolojik desteğinin sağlanmamasının yol açtığı sonuçları gösterdiği” kaydedildi.
