Rum Merkezî Cezaevi’nde hükümlü olduğu sırada dövülerek öldürülen 41 yaşındaki Kıbrıslı Türk Tansu Çidan cinayeti ile ilgili tahkikat kapsamında görevli gardiyanın cinayet günü Çidan’ın hücresini kontrol etmeyip geçtiği saptandı.
Cinayetle ilgisi görülen 3 mahkûm hakkında daha tutukluluk emri alındı, önceki gün itibarıyla tutuklu sayısı 11’e yükseldi.
Güney’de yayımlanan Politis, “Cezaevi-Cinayet… Cezaevi Kameralarından Yeni Unsurlar… Maktulün Hücresi Kontrol Edilmedi” başlıklı haberinde 28 Ekim’de 1A kanadında sayım yapan gardiyanın, Çidan’ın öldürüldüğü hücreyi atladığı ve kontrol etmediği saptandığına dikkat çekti.
Gazeteye göre Çidan cinayetiyle ilgili daha önce tutuklanan tamamı mahkûm 8 kişinin tutukluluk süresi dün uzatıldı, ilgisi görülen bir Türk, bir Kıbrıslı Türk ve bir Bulgar mahkûm hakkında tutukluluk emri çıkarıldı, toplam tutuklu sayısı 11’e yükseldi.
Cezaevi güvenlik kamerası kayıtlarında biri Çidan’ın hücre arkadaşı olan 3 mahkûmun, cinayetin işlendiği hücreye girip çıkarken görüldüğünü belirten gazete Çidan’ın hücre arkadaşının, hücreye küçük ahşap bir masa koyarken göründüğü ve bu masanın parçalarının Çidan’ın ölene kadar dövülmesinde sopa olarak kullanıldığını kaydetti. Cinayette metal de kullanıldığını bunun için kullanılan fan parçalarının daha sonra çöpe atılmış halde bulunduğunu ekledi.
Haberde şu ana kadar cinayet sebebinin netleştirilemediği, ana şüphelinin bir Türk olduğu belirtilerek, şüphelinin bir akrabasının, uyuşturucu sebebiyle hapis yatmış olmasına rağmen daimi olarak Lefkoşa’nın Rum kesiminde ikamet ettiğinin belirlendiği kaydedildi.
Soruşturma çerçevesinde, cinayette sorumlulukları olabileceği gerekçesiyle bir çavuş ve 5 gardiyanın açığa alındığı kaydedilen haberde, bunlardan 2’sinin, faaliyet defterinde cinayet saatinde devriye attıkları yazılmasına rağmen kamerada devriye yapıldığının görülmediği, bir gardiyanın da daha önce hiç atlamamasına rağmen o gün mahkûm sayımında Çidan’ın öldürüldüğü koğuşu atladığının saptandığı bilgisi aktarıldı.
1A kanadındaki bütün mahkûm ve gardiyanların ifadelerinin alındığını ancak neredeyse hepsinin dayağı “görmedim ve duymadım” dediğini belirten gazete kamera kayıtlarında Çidan’ın, ölümünden birkaç saat önce hücresinin girişinde sigara içerken göründüğünü, ailesinin kendisine günlerce işkence edildiğini açıklamasına rağmen bu görüntülerde vücudunda herhangi bir yara veya bere görünmediğini yazdı.
RUM CEZAEVİNDE TÜRKLERİN CAN GÜVENLİĞİ YOK
Öte yandan Çidan’ın öldürülmesiyle birlikte Rum Merkezî Cezaevi’nde bulunan Türklerin de yaşam güvenliğinin olmadığı bir kez daha gözler önüne serildi.
Rum Merkezî Cezaevi yönetiminin, konuyu bilmesine rağmen Tansu Çidan’ın göz göre göre öldürülmesi, Rum kesiminde mahkum olan herhangi bir Türk’ün suçun önemi olmadan can güvenliğinden yoksun olduğunu gösterdi.
Cinayetle ilgili Rum Yönetimi tarafından yapılan açıklamalar tahmin edici bulunmazken olayın Kürt mahkumun üstüne bırakılması çabası da dikkat çekiyor.
Hatta bu konuda Rum tarafının Kıbrıslı Türk mahkum Tansu Cidan'ı öldürenin de Kürt kökenli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu açıklaması, mahkemenin de 'Türkler, kendi aralarında kavga ettiler, biri öldü, diğeri yaralandı' kararını vermesinin beklendiği ifade ediliyor.
Böylece Rum tarafı Kıbrıslı Türk’ün ölümüne sebep olan gerçek faillerin ceza almamasını sağlamayı hedefliyor.
