banner26

'Yollar savaş alanına döndü'

Trafikte Güvenli Yaşam Derneği, Ulaştırma Bakanlığı’nın trafik konusunda verdiği sözlerin hiçbirinin yapılmadığını, Bakanın uzmanlar yerine rant çevrelerini tercih ettiğini, eğitim müfredatına girecek kitapların da hâlâ müfredata konmadığını vurguladı Bir grup sivil toplum örgütü, trafik sisteminin bir an önce toplumun sağlığı, güvenliği ve refahına hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmesi talebinde bulundu.   Trafikte Güvenli Yaşam Derneği (TGYD), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kooperatif Görevlileri Sendikası (KOOP-SEN) ve Basın Emekçileri Sendikası (BASIN-SEN) eğitim, denetim ve trafik mühendisliğinin bir bütün olarak çalışacağı trafik güvenlik sistemi mücadelesinin süreceğini açıkladı.

Güncel 12.11.2019, 19:19 12.11.2019, 19:19
19
'Yollar savaş alanına döndü'
banner32

Trafikte
Güvenli Yaşam Derneği, Ulaştırma Bakanlığı’nın trafik konusunda verdiği
sözlerin hiçbirinin yapılmadığını, Bakanın uzmanlar yerine rant çevrelerini
tercih ettiğini, eğitim müfredatına girecek kitapların da hâlâ müfredata
konmadığını vurguladı





Bir
grup sivil toplum örgütü, trafik sisteminin bir an önce toplumun sağlığı,
güvenliği ve refahına hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmesi talebinde
bulundu. 





Trafikte
Güvenli Yaşam Derneği (TGYD), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs
Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kooperatif Görevlileri
Sendikası (KOOP-SEN) ve Basın Emekçileri Sendikası (BASIN-SEN) eğitim, denetim
ve trafik mühendisliğinin bir bütün olarak çalışacağı trafik güvenlik sistemi
mücadelesinin süreceğini açıkladı.





KTOEÖS’te bugün bir araya gelen 5 örgütün temsilcileri, trafikte ehliyet sistemi, trafik kuralları, yol standartları gibi birçok konuda eksik ve hata bulunduğuna işaret ederek, sistem değişikliğine ilişkin görüşlerini aktardı.





“2018’DE
SÖZ VERİLEN UYGULAMALARIN HİÇBİRİ YAPILMADI”





Sendika
yetkilileri, toplantıda yaptığı açıklamada, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’nın
TGYD ile birlikte hazırlanan ve 21 Mayıs 2018’de “Trafik Güvenliği ve Ulaştırma
Sistemi” basın toplantısında hayata geçirileceği söylenen uygulamaların
hiçbirinin yapılmadığına işaret etti. Bakanın, işin gerçek uzmanları yerine
bazı rant çevrelerini tercih edip, bu çevrelerin menfaatlerine yönelik hareket
ettiği iddia edildi.





Araç
muayene hizmetinin Avrupa Birliği (AB) uzmanlarının önerilerine tamamen ters
olarak, tek bir şirkete verilerek özelleştirilmesinin planlandığını ileri süren
örgütler, bu değişikliğin devleti ciddi bir mali kaynaktan mahrum edeceğini
savundu.





TGYD
Başkanı Taner Aksu, basın toplantısında yaptığı konuşmada, trafik güvenlik
sisteminin oluşamamasından dolayı yolların adeta “savaş alanına” döndüğünü
söyledi.





Trafiğin
3E olarak nitelendirilen “Eğitim, Denetim ve Trafik Mühendisliği” ayakları
bulunduğuna işaret eden Aksu, TGYD ve KTÖS iş birliğiyle hazırlanmış anaokul ve
ilkokul 1-2-3. sınıfların eğitim müfredatına girecek kitapların hâlâ müfredata
konmadığının altını çizdi.





Trafik
Güvenlik Sistemi’nin hayata geçmesinin tek istekleri olduğunu belirten Aksu,
“Son 20 yılda bu sistem oluşturulmuş olsaydı, yüzlerce ölümün önüne geçilmiş
olurdu” diyerek, hükümet ve Meclis’e duyarsızlık eleştirisinde bulundu.





Hazırlanan
ortak basın bildirisini okuyan TGYD Başkan Yardımcısı Hüseyin Sevay, adeta
savaş alanına dönen trafikte 3E’ye dayalı, hayat kurtaracak ve kalıcı
sakatlıkları önleyecek bir sistemin oluşması gerektiğini, aksi halde
yapılanların hiçbir insani amaca hizmet etmeyip, toplumun ölüm ve kalıcı
sakatlıkları saymaya devam edeceğini vurguladı. 





Bayındırlık
ve Ulaştırma Bakanının, 21 Mayıs 2018’de üzerinde mutabakata varılan konularla
ilgili konuşurken verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığını savunan Sevay, bunun
yerine bazı rant çevrelerini tercih ederek, onların menfaatlerine yönelik
adımlar atıldığını iddia etti.





Sevay,
araç muayene hizmetinin Avrupa Birliği (AB) uzmanlarının önerilerine tamamen
ters olarak, tek bir şirkete peşkeş çekilerek özelleştirilmesinin
planlandığını, bu özelleştirmenin, devleti ciddi bir mali kaynaktan mahrum
ederken hayal edildiği şekilde bir hizmet kalitesi de sağlamayacağını belirtti.





Hüseyin
Sevay, araç muayene hizmetinin, AB uzmanlarının önerdiği gibi, özel bir şirket
tarafından değil de, AB'nin yardımlarıyla devletin oluşturacağı yeni bir
sistemle vermesi gerektiğini kaydetti.





Sevay
ayrıca, 2020 yılı başında yürürlüğe girmesi için Bakanlar Kurulunca düğmeye
basılan “Sürüş Eğitim İzni ve Sürüş Ehliyetleri Sağlık Tüzüğü” ile AB
yasalarına uyum kisvesi altında ilgili AB direktifinde var olmayan ağır şartlar
getirilerek, her yeni ehliyet alma ve yenileme durumunda tüm sürücülerden
sağlık raporu isteneceğini; böylelikle zaten çalışmayan sağlık sistemine
gereksiz bir yük daha bindirilerek, özel sağlık kuruluşlarının rant kapısı
haline getirileceğini iddia etti.





TGYD
Başkan Yardımcısı Sevay, yeterli hiçbir altyapı yokken ve polis yeterince en
temel denetimleri dahi yapamazken polise uyuşturucu denetimiyle ilgili
sorumluluk yüklenmeye çalışılmasının tamamen yanlış olduğunu kaydetti.





Sevay
şöyle devam etti:

“2017 yılının ortasında toplum tarihimizde ilk kez meclis bünyesinde trafik
güvenliği üzerine çalışmalar yapmak üzere özel statüde bir komite kurulmuştu.
Bu komitenin altında daimî görev yapmak üzere TGYD'den bir profesyonel trafik
mühendisi ve bir akademisyen, Doğu Akdeniz Üniversitesinden ise bir
akademisyenden oluşan bir uzman danışman grubu seçilmişti. Bu çalışmalar
yolunda devam ederken hükümetin değişmesi üzerine tüm çalışmalar durdurulmuş ve
bir sonraki hükümet döneminde Meclis İçtüzüğüne rağmen bu komite yeniden
canlandırılmamıştı.

Uzun bir çalışma sürecinin ardından TGYD ve KTÖS iş birliği ile hazırlanmış ve
Telsim sponsorluğu ile bastırılıp Eğitim Bakanlığına teslim edilmiş anasınıf ve
ilkokul 1-2-3. sınıf trafik güvenliği eğitimi kitapları hala müfredata
konmamıştır. Unutulmamalı ki trafik güvenliği eğitimi 3E sisteminin vazgeçilmez
parçalarından biridir.





Ehliyet
sistemi, trafik kuralları, yol standartları gibi birçok konuda sayısız eksiği
ve hatası bulunan trafik sistemimizin bir an önce toplumun sağlığı, güvenliği
ve refahına hizmet edecek şekilde yeniden tasarlanması gerekmektedir. Reform
şarttır. Bunu yapmak bir seçenek değil, bir mecburiyettir. Ciddi ve istikrarlı
adım atılmadığı her gün toplumumuz için bir kayıp olmaya devam edecektir.

Burada bir araya gelmiş örgütler olarak eğitim, denetim ve trafik
mühendisliğinin bir bütün olarak çalışacağı bir trafik güvenliği sistemi için
vermekte olduğumuz mücadeleyi sürdüreceğiz. Hak ettiğimiz trafik güvenliği
sistemine kavuşmamız için halkımızın da sesini yükseltmesi gerektiğini bir kez
daha hatırlatmak isteriz.”





ELCİL





KTÖS
Genel Sekreteri Şener Elcil, konuşmasında, çok yoğun çalışmalarla
Avustralya’daki sistemi örnek alarak hazırladıkları trafikle ilgili eğitici
kitapların önce Kemal Dürüst, sonra Özdemir Berova ve ardından Cemal Özyiğit’e
sunulduğunu ve söz alındığını fakat bu kitapların müfredata halen sokulmadığını
belirtti.





TGYD’nin
öğretmenlere kitaplarla ilgili kurslar da verdiğini hatırlatan Elcil, “Buna
karşın bakanların ilgisizliği ve umursamazlığı kitapların eğitim müfredatına
konulamamasını getirdi” dedi. Elcil her geçen gün insan hayatının trafikte daha
büyük bir tehlikeye girdiğini, özellikle bir başka derneğin etkisiyle alımı
sağlanan ve olur olmaz yere dikilen sabit hız tespit radarlarının devlete ek
gelir kapısı olarak hizmet verdiğini, bunun yerine sürücülerin trafikteki hata
yapmasının engellenmesi gerektiğini ifade etti.





Ciklos’ta
geçen yıl selli yağmur sırasında sulara kapılarak hayatını kaybeden 4 kişiyi
hatırlatan Elcil, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’nın bu konuda sorumluluğu
olduğunu savundu.





 Elcil,
yetkililerin açılan soruşturmalarda sorumluluktan kaçtıklarını ve devletin
olayda sorumluluğu bulunan kişilerle ilgili herhangi bir adım atmadığını ifade
etti.





Birilerine
rant sağlamak için yollara konulan aydınlatma ışıklarının kavşakları ve yolları
aydınlatmaya yetmediğini savunan Elcil, Ercan-Çukurova arasındaki yolun 10
gündür “yamalama yapılacağı” gerekçesiyle kapalı tutulduğunu ve Devletin 10
günde “yamalamayı” bitiremediğini söyledi.





Yetkililerin
birilerine rant sağlama, peşkeş çekme ve kâr sağlama amacında olduklarını iddia
eden Elcil, bundan dolayı oluşan tüm stresi ve zararı toplumun çektiğini
söyledi.


Yorumlar (0)
banner6