Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Yüksek Danışma Kurulu’nun “partizanca” icraatlar yaptığı gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı.
Bugün, 2022-2023 eğitim öğretim yılından kalan bazı düzenlemeleri görüşmek üzere Milli Eğitim Bakanlığı’nda toplanan Yüksek Danışma Kurulu toplantısına, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Maliye Bakanı Özdemir Berova ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu katıldı.
Toplantıya katılmayan KTOEÖS temsilcileri, bakanlık önünde basına açıklama yaptı. Sendika temsilcileri, üç bakanın katıldığı Yüksek Danışma Kurulu’nda “ek bütünleme sınavları sonucunda beş alan öğrencilerin bir üst sınıfa geçmesine imkan sağlayacak” değişikliğe tepki göstererek, bunun Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü’ne “aykırı” ve ayrıca “partizanca” olduğunu savundular. “O zaman bu tüzük ne işe yarar, bu tüzük çaput mudur? diyen sendika temsilcileri, tüzüğün bir kopyasını yırtarak, Kurulu toplantısının yapıldığı salona girerek bunu bakanlara iade ettiler.
Yüksek Danışma Kurulu toplantısının ardından diğer iki bakanla birlikte açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Yüksek Danışma Kurulu’nda 2022-2023 eğitim döneminde 5 ortalaması olan öğrencilerin sorumlu olarak bir üst sınıfa geçmelerini sağlayacak düzenlemeyi ele aldıklarını, bugün Bakanlar Kuruluna götüreceklerini kaydetti.
Kurul’da alınan karara ilişkin olarak Bakan Çavuşoğlu, “Bizim burada ortaya koyduğumuz irade; öğretmenlerin kanaatlerini hiçe saymak değil, sendikanın sürüklediği eylem gerekçesiyle yapılamayan sınavların bir sonucudur” dedi.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, “bugün bir kez daha bu ülkede UBP-DP-YDP hükümetinin yandaşlarına, partizanlarına sağlamaya çalıştıkları kar, avantaj üzerine burada toplandıklarını” savunarak, Milli Eğitim Bakanı’nın bugün Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü ile ilgili olarak Yüksek Danışma Kurulu’nu, geçen hafta ise Teknik Kurulu toplantıya çağırdığını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı’nın ağustos başında Teknik Kurulu toplantıya çağırarak, sınıfta kalan öğrencilerle ilgili tüzük değişikliği önerisinde bulunduğunu, önerilen tüzük değişikliğinin Teknik Kuruldan geçmemesi üzerine de 10 Ağustos’ta Yüksek Danışma Kurulu’nu toplantıya çağırdığını aktardı.
Tüzüğe göre öğrencilerin alan bölüm derslerinde 5.5 alması gerektiğini, ancak ilk Teknik Kurul toplantısında yapılan önerinin tüzükte yer alanlara bakmaksızın, 5 ortalamayı tutturan öğrencilerin sınavsız olarak sınıfı geçmesini öngördüğünü aktaran Eylem, “Yüksek Danışma Kurulu’nda eğitimin niteliği dikkate alınarak, bu maddenin kaldırılarak tüm bu öğrencilerin ek bütünlemeye girmesine yönelik bir karar alındı” dedi.
“Ancak Sayın Bakan geçen hafta, bu kararı, ek bütünleme sonrası bozarak, yandaşlarına ve partizanlarına kar sağlayacak şekilde, ek bütünleme sonucunda 5 alan 271 öğrencinin, ek bütünleme sonrası kaç dersten kaldığına bakmaksızın geçirilmesine karar verdi” diyen Eylem, bu kararın, Teknik Kurul’dan geçmediğini ve bugün Yüksek Danışma Kurulu’ndan geçirileceğini söyledi. Bunun, 271 öğrencinin tekrar sınıflara dönmesini sağlayacağını belirten Eylem, “Eğitimde planlama yok. Okullar patlamak üzere, ek sınıflar açılması gerekecek, ek öğretmen gerekecek” diyerek, bunların dikkate alınmadan “tamamen partizanca” bir yaklaşım sergilendiğini ileri sürdü.
Eylem, Lefkoşa’da Türk Maarif Koleji’nin taban puanının düşürülerek sınıfların “patlama noktasına” getirildiğini, 39 kişilik sınıflar olduğuna işaret ederek, bunun da “eğitim düşünülmeden partizanca bir yaklaşım” olduğunu söyledi. “Ne yazık ki bu ülke, kendi yandaşlarına, kendi partililerine kar sağlama üzerine kuruludur. Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü dikkate alınmadan bu yapılanlar öğrencilerimizin hakkını yemektir, adaletsiz bir yaklaşımdır” ifadelerinde bulunan Eylem, “Ne eşitlik, ne adalet, ne yasa ne de tüzük bunların umurundadır. Eğitim Bakanı derhal istifa etmelidir” dedi.
“Okullar alt yapı sorunları yaşıyor. Bunları hiç dikkate almadan ‘tam gün eğitime geçeceğim diyor’” diyen Eylem, “Böyle bir dayatma ile öğrencileri ve eğitimi mağdur edecek, hiç umurunda değil. Bakan derhal istifa etmelidir” şeklinde devam etti.
- “O zaman bu tüzük ne işe yarar, bu tüzük çaput mudur?”
Eylem’den sonra söz alan Sendika’nın Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, sendika temsilcileri olarak Yüksek Danışma Kurulu toplantısına katılmaya “gerek” olmadığını söyleyerek, “Zaten sayısal çokluğa göre davranarak, hükümetin diğer iki bakanı ile bu kararı bugün geçirecekler” dedi.
Gökçebel, “Bu tüzük resmidir. Bu tüzük bütünlemeden sonra geçmezse öğrencilerin sınıfta kalacağını söylüyor... Buna benzer tüzükler, kurallar, eğitim yılı başında konulur ve eğitim yılı sonunda da buna uyulur. Bütünlemeler bitti, ama ne yapıldı: ‘ek bütünleme verelim, barajı düşülelim’ denildi. Tartışmalar sonucu, eğitim adına doğru olmayacağı kabul edilerek baraj düşürülmedi, öğretmen bir kez daha ek bütünlemeye çağırıldı… Ama yine olmadı bazı yandaşlar kaldı. Bunun üzerine, 2 hafta sonra, okullar açıldı, ek bütünleme üzerine barajı düşürerek bir kısım yandaşları hedef bildi. O zaman bu tüzük ne işe yarar, bu tüzük çaput mudur? Eğer bu tüzük yoksa ve tüm öğrenciler arasında adaletsizliği, ‘geçici bir akçe’ durumuna getiren bu bakan burada oturmaya devam ediyorsa, bu tüzüğün anlamı, değeri yoktur, şimdi yukarı çıkacağız ve bu tüzüğü kendisine iade edeceğiz” diyerek, Sendika Başkanı Semra Eylem ile tüzüğün kopyasını yırtarak, alınan kararı protesto ettiler.
Bakan’ın tam gün eğitime geçildiğini söylediğini ancak aslında tam gün eğitime geçmenin “ders saatlerinin artırılması” anlamına geldiğini belirten Gökçebel, özellikle ilkokullarda 271 civarı öğretmen ihtiyacı doğduğunu, Öğretmenler Akademisi’nden atanabilecek 40-50 mezun öğretmen olduğunu, Bakanlığın orta eğitim ile birlikte 250’nin üzerinde öğretmeni geçici olarak Öğretmenler Yasası’nda yapılan değişiklik altında atadığını, bu atamaların da “partizanca” yapıldığını savundu.






