Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu Halkın Partisi kurucusu, bağımsız aday Kudret Özersay’a vereceğim.
Ona vereceğim; çünkü Kıbrıs sorununun çözülmesini istiyorum ve bu konudaki en derin deneyime ve en gerçekçi yaklaşıma onun sahip olduğuna inanıyorum.
Diğer iki güçlü aday, hâlen Cumhurbaşkanı olan Mustafa Akıncı ile CTP Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs halkına Déjà vu duygusundan başka bir şey veremez.
Onların liderliğinde daha önce yaşadıklarımızı bir daha yaşıyor olduğumuz hissinden kendimizi kurtaramayız.
İkisi de, ilgili bütün tarafların - Kıbrıs Rum tarafı, Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in - uygulanma imkânını kaybettiğine kanaat getirdiği federasyon tezinin savunucusudurlar.
Ölüyü dirilteceğiz diyorlar, yani. Ama ölü dirilmez.
Federasyon, uyanmamakta direnen Kıbrıslı Türklerin vuslatı olmayan bir aşkıdır.
Başbakan Ersin Tatar da güçlü bir adaydır ama o Kıbrıslılardan çok Türkiye’nin adayıdır. Kıbrıs sorunu konusunda bilgisiz olduğu için seçilirse Ankara’nın güdümünde olacaktır.
Özersay’ın, bir devlet adamının olmazsa olmaz olan bir özelliği, (Latince bir kelime kullanacağım) gravitas’ı vardır. Yani muhataplarında saygı ve güven uyandıran ciddiyete ve otoriteye sahiptir.
Diplomasiyi iyi bilir. Türkiye, Kıbrıs Rumları ve Birleşmiş Milletler’le ilişkileri iyidir. Neredeyse on beş yıl görüşmecilik yaptığı için, Maraş ve Doğu Akdeniz’deki gaz olayı dahil, Kıbrıs sorununun bütün inceliklerine vâkıftır.
Ve en önemlisi çıkmaza girmiş olan Kıbrıs sorununu ileri götürecek yeni fikirlere sahiptir.
Özersay, geçenlerde üst düzey bir Birleşmiş Milletler yetkilisine de söylediği gibi, sorunun “yeni ve yaratıcı fikir ve adımlarla aşılmasına yönelik inisiyatif” almaya hazırdır.
Önerisi iki toplumun, mevcut siyasi yapılarını korurken, mümkün olan bütün konularda işbirliği yapması, çözüme bu yoldan tedrici olarak yaklaşmasıdır.
Yani bu güne kadar olduğu gibi her konuda uzlaşmaya çalışmak yerine – ki bunun imkânsız olduğu görüşmelerde ortaya çıktı – yapılabilecek şeyleri yaparak işe girişmektir.
Bu, bir hayal olan federasyonun aksine, gerçekçi ve gerçekleştirilebilir bir projedir.
Özersay’ı tutmamın bir ikinci nedeni, onun kurduğu Halkın Partisi’nin (HP) ileri gitmesini istememdir.
KKTC, kurulduğu 1983 yılından bu yana döne döne, ortalama ömürleri bir yılı pek geçmeyen, iki parti tarafından yönetildi.
Bunlardan biri çürümüş bir rant birliği olan Ulusal Birlik Partisi, diğeri müflis bir sol ideolojiye sahip olan Cumhuriyetçi Türk Partisi’dir. Bunların çözüm ve kalkınma anlamında Kıbrıslılara verecek bir şeyi yoktur.
Halkın Partisi geçmişe hapsolmamış, kamu yararına öncelik veren, rüşvet ve yolsuzluğa bulaşmamış, modern fikirlere sahip atılımcı gençlerin partisidir.
HP’nin büyümesi, destekçilerinin artması Kıbrıslıların hayrınadır.
Adayların arasında önümüzdeki beş yılı heba etmeyecek tek aday Özersay’dır.
