banner26

“Cenazeler konuşamaz, söylemek istediklerini biz dile getiriyoruz”

Güncel 18.10.2021, 14:12
80
“Cenazeler konuşamaz, söylemek istediklerini biz dile getiriyoruz”
banner32

KKTC’nin tek Adli Tıp Uzmanı Dr. İdris Deniz’in hayatı film gibi. Sayısız dosyayı aydınlatan Deniz, Kıbrıs’ta adli ve şüpheli vakalara tek başına bakıyor

Dr. İdris Deniz, sıra dışı mesleğini anlattı: “İzin kullanmam sıkıntı. Telefonum 24 saat açık kalmak zorunda, Yılın 365 günü on-call çalışıyorum ve bu ciddi bir sorun, insan haklarına da aykırı”

Tıp doktorlarını hastaları tedavi eden, hayat kurtaran kişiler olarak biliriz. Ancak “adli tıp” dalı oldukça sıra dışı, hatta birçokları için ürkütücü bir alan… Adli tıp uzmanları, yargıya tıbbi alanda bilirkişi hizmeti veriyor, suç eylemlerinin çözümlenmesinde yardımcı oluyorlar. Daha çok “otopsi yapan doktorlar” olarak biliniyorlar. Onların işlerinin büyük bölümü ölenlerle… Yaptıkları otopsilerle ölüm nedenlerini saptıyorlar.

Birçok insanın görmeye dayanamayacağı bir iş yapıyor adli tıp uzmanları… Doğal olmayan ölümlerde ölüm nedenini saptamak için yaptıkları otopsilerle, gerçeği gün yüzüne çıkarıyorlar, acılı ailelerin acısına bir nebze merhem oluyorlar ayrıca birçok adli olayın aydınlatılmasını sağlıyorlar.

KKTC’de son 5-6 yıldır tek adli tıp uzmanı olan Dr. İdris Deniz, mesleğini “bulmacaya” benzetiyor; “Puzzle (bulmaca) çözmeyi seviyorum, ölüm nedenini bulmak da bende bir hedef oldu” diyor.

Adli tıp uzmanı doktorların duygusuz insanlar olmadığını, her yaptıkları otopsiden kendilerinde travma kaldığını, empati yaptıklarını ve çok etkilendiklerini söylüyor. Hatta zaman zaman psikiyatristlerden destek aldıklarını, ilaç kullandıklarını…

Dr. İdris Deniz, KKTC’de Adli Tıp Yasası olmamasından dolayı yaşadıkları zorlukları anlatırken yetkililere bu yasanın çıkarılması için çağrı yaptı; otopsilerden hızlı sonuç alınabilmesi için donanımlı bir laboratuvar ve adli tıp kurumu ihtiyacına da işaret etti.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan ülkenin tek adli tıp uzmanı Dr. İdris Deniz, sıra dışı mesleğini TAK’a anlattı.

ACİL HEKİMLİĞİNDEN SONRA ADLİ TIP

Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Türkiye’deki hastanelerde pratisyen hekim olarak 13 yıl kadar acil hekimliği yaptığını, ardından adli tıp uzmanlığına karar verdiğini belirten Dr. İdris Deniz, “Ben puzzle çözmeyi seviyorum. Acilde çalışırken de mümkün olduğunca tanı koymak için çabaladım” dedi.

“ADALETİN YERİNİ BULMASINI SAĞLAMAK VE KONUŞAMAYANLARI SAVUNMAK ADLİ TIBBIN EN İYİ TARAFI”

O yıllarda ölüm nedenlerini bulmanın kendisi için hedef olduğunu belirten Deniz, şunları anlattı:

“Acilde çalışan bir pratisyen hekimdim, sonra adli tıp ihtisasına başladım. Cenazeler konuşamaz, bize bir şey söyleyemez ama onlarda bulacağımız bulgular, onların hakkını savunmamızı sağlar. Felsefem budur, bu işi yaparken... Bize cenazelerin anlatmak, söylemek istediklerini biz dile getiriyoruz. ‘İntihar’ etti denir, başka bir şey çıkabilir. ‘Kaza bu şekilde oldu’ denir ama olayın oluş şekli farklı olabilir. Dolayısıyla adaletin yerini bulmasını sağlamak ve konuşamayanları savunmak, adli tıbbın en iyi tarafı.”

KIBRISLI EŞE GEÇ TUTULAN SÖZ

Aslen Türkiyeli olan Dr. İdris Deniz, yine tıp doktoru olan Kıbrıslı dermatoloji uzmanı Fatma Deniz’le 1990’da evlenmiş. Evlenirken de eşine Kıbrıs’a gelip burada doktorluk yapma sözü vermiş ama sözünü epeyce gecikmeli olarak tutabilmiş.

Dr. Deniz, Eylül 2009’da adaya geldiklerini, bir yıl kadar Sağlık Bakanlığı’nın kendisinden hizmet alımı prosedürüyle otopsiler yaptığını, Temmuz 2011’de sözleşmeli başladığını, son bir yıldır da kadrolu olarak çalıştığını anlattı. Yine KKTC’de uzun yıllar tek adli tıp uzmanı olan Dr. Meral Albayrak’ın emekli olmasının ardından İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden hizmet alımına gidilmiş. Otopsi yapılacak vakalar birkaç tane olunca İstanbul’dan hocalar gelip yapıyormuş. Ancak birçok vakada bu doktorların mahkemeye çıkıp şahadet vermesi de gerektiği için çok da işlevsel bir yöntem değilmiş defalarca İstanbul-Kıbrıs arasında gidip gelmek...

Dr. İdris Deniz’in adli tıp uzmanı olarak Kıbrıs’a gelmesiyle bu sorun ortadan kalkmış. Hatta bir süre YDÜ’deki bir adli tıp hocası, Dr. İdris Deniz izinli olduğu dönemlerde otopsileri yapıyormuş ancak bu hoca Türkiye’ye dönünce son 5-6 yıldır tüm iş Deniz’e kalmış.

“İzin kullanmam sıkıntı. Telefonum 24 saat açık kalmak zorunda, sessiz moda bile alamıyorum. Gece yarısı, sabaha doğru çalıyor, eşim de uyanıyor. Yılın 365 günü on-call çalışıyorum ve bu ciddi bir sorun, insan haklarına da aykırı.” diyor.

“Peki sizden sonrası için ışık var mı?” sorusuna karşılık Dr. İdris Deniz, geçen yıl eylülde ülkeye gelmesi beklenen doktorların gelmediğini, adli tıp dalında Kıbrıs kontenjanından ihtisas yapan iki doktorun da ülkeye dönüp dönmeyeceğinin bilinmediğini söyledi.

Dr. İdris Deniz, mesleğini Türkiye’de sürdüren Kıbrıslı adli tıp hocaları olduğunu ancak Kıbrıs’taki maaşlardan dolayı gelmeyi tercih etmediklerini kaydetti.

Maaşlar yönünden Türkiye’deki adli tıp uzmanlarıyla karşılaştırmalar yapan Deniz, “Ben normal bir hekim maaşı alıyorum. Çalıştığım ek mesailer de ödeniyor, başka bir gelirim yok. Benim özel kliniğim olamaz, özel hasta bakamam. Türkiye’de Adli Tıp Kurumu’nda çalışan kişi ise normal maaşını alır, maaşının bir buçuk katına kadar döner sermaye alır, mesai saati dışında yaptığı otopsiler için ciddi ücret alır, her mahkemeye çıktığında mahkemenin takdir edeceği ücreti alır. Dışarıdan avukatlara yazdığı resmi raporlar için bile ücret alır” diye konuştu.

Dr. Deniz, acil servis hekimleriyle adli tıp hekimlerinin ek gelir sağlama şansı olmadığını belirtti.

“GÜNDE 7 OTOPSİ YAPTIĞIM DA OLDU”

Dr. İdris Deniz, otopsi rakamlarıyla ilgili soru üzerine, “Günde 7 otopsi yaptığım da oldu, bir ayda 6 otopsi yaptığım da… En fazla, bir ayda 26 otopsi yaptım. Rakam tamamen değişken ancak yaptığımız iş sadece otopsi değil” dedi.

Türkiye’de otopsilerde adli tıp uzmanı yanında bir fotoğrafçı ve bir adli tıp teknikerinin de görev aldığını belirten İdris Deniz, ilk yıllarda morg görevlilerinin otopsi teknikeri gibi çalıştığını, son bir yıldır tekniker istihdam edildiğini ifade etti.

Ekibe 2018 yılında Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalışan bir antropoloğun adli antropoloji doktorası yaptıktan sonra alındığını, bu kişinin özellikle çürümüş cesetlerin otopsisinde ve kimlik tespitinde yardımcı olduğunu anlatan Deniz, KŞK’nın bulduğu ve kimlik tespiti yaptığı kişilerin iskeletlerinde definden önce inceleme yaptıklarını ve ailenin olası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu için raporlar hazırladıklarını söyledi.

Yorumlar (0)
banner6